Bu üç unsurdan en önemlisi yoksullukla mücadeleydi. Yoksulluk yıllardır ülkemizin en büyük sorunudur. Özellikle asgari ücretliler, emekliler, gündelikçiler ve diğer düşük gelirliler kelimenin tam anlamıyla yoksulluğun pençesinde.
Ne yazık ki, asgari ücretlere yapılan maaş artışları ve çalışanların ve emeklilerin maaşları, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle birkaç ay içinde ortadan kalktı. Şu anda, asgari ücret 300 doların altına düştü. 3 bin 500 lira emekli maaşı ile yaşamaya çalışan yaşlılarımızın durumu ise dram dolu.
Geçtiğimiz günlerde sendikalar ve işverenler, ücret stopajı gelir vergisindeki adaletsizliğin düzeltilmesi talebiyle cumhurbaşkanına ortak bir mektup yazdı. Cumhurbaşkanının bu talebe nasıl yanıt vereceğini zamanla göreceğiz ama Hazine ve Maliye Bakanımız bir televizyon programında bu talebin karşılanamayacağını duyurdu. Vergi düzenlemesinin maliyetinin gerekçe olarak 200 milyar liralık zarara yol açacağını söyledi.
Şimdi merak ediyorum, üç Y’den biri olan yoksullukla mücadele böyle mi yapılacak? Çünkü şu ana kadar hazineden sadece döviz korumalı mevduat hesaplarına ödenen yaklaşık 80 milyar liranın yıl sonunda çok daha büyük tutarlara ulaşacağını çok iyi biliyoruz. Bu sadece hazinenin ödenen kısmıdır. Yani benim vergilerimden elde edilen hazineden yaklaşık iki milyon mudiye ödenen para. Bunda merkez bankasının ücretli bir kısmı yoktur. Bir yıllık fatura, milyonlarca çalışana ödenecek 200 milyar liranın birkaç katı. Ayrıca KKM hesapları 2023 Aralık ayı sonuna kadar uzatılmıştır.
Bu sadece bir örnek. Bu örnekler çoğaltılabilir. Örneğin bazı şirketlere tanınan vergi muafiyeti ve vergi affı tutarları 200 milyar lirayı aşıyor. Bu ülkenin insanları vergilerini sonuna kadar ödüyor. Vatandaşlarımızın cari yılda ödediği vergi miktarı bir önceki yılın toplamını aştı. Sadece ağustos ayı itibariyle toplanan vergi bir önceki yıla göre yüzde 107 arttı. sana hatırlatmak istedim
Piyasalarda, pazarlarda ve çarşılarda her gün değişen resmi rakamlarda ve fiyatlarda yüzde 83’ü aşan enflasyon oranı yetmezmiş gibi, akaryakıt, doğalgaz ve çarşılarda yaşanan vahşi artışlara bu vatandaşlar daha ne kadar dayanabilecek diye sormak istiyorum. vergi toplamanın en kolay yolu olan elektrik.
Vatandaşların üzerindeki yük dayanılmaz boyutlara ulaştı. Vatandaşın derdini biliyormuş gibi yaparak, “Biz her şeyin farkındayız. Üç Y’ye karşı verilen mücadelede, “Biz düzeltirsek, yine düzeltiriz” diyerek insanların aklıyla nerede alay ediyorsunuz?
Evet, yoksullukla mücadele edilecekse, her geçen gün daha da ağırlaşan yükün artık eşit olarak dağıtılması gerekiyor. Devletin düşük maaşlı bürokratlarından, televizyonda olup bitenden habersiz milletvekillerinden ve koruma altındaki bazı şirketlerinin bu yükü taşıması daha ne beklenebilir?
Market raflarında her şey var diyenler, fiyatların yüksek olması nedeniyle vatandaşların kapıdan dahi giremediğine inanmıyorlar mı? Sadece motorine son günlerde yapılan zamların faturası market raflarına, market tezgâhlarına yansımayacak mı sanıyorsunuz?
Bu şekilde düşünüyorsanız, gerçekten ülke gerçeklerinden kopmuşsunuz demektir. Bu görüntüyü gizlemek için, diğer üç Y’den biri olan tabuların arkasına saklanmak, ülke olarak bizi örtmek için; 12 Mart, 12 Eylül dönemini getiriyor, o süreçleri yaşamış biri olarak baştan söyleyelim ki bu bir çıkmaz sokak.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın