"Enter"a basıp içeriğe geçin

Stratejik Şeker Üreticisi – Anayurt Gazetesi

Stratejik ürünler denilince akla gelen ürünler un, yağ ve şekerdir.

Bu yazıda şeker üreticileri için zorluklar ve beklentiler hakkında konuşacağım.

Büyük zorluklarla şeker pancarı yetiştiren üreticiler haftalarca hasat zamanı gelirse emeğimizin karşılığını alacağımızın hayalini kuruyor.

Hasat zamanı gelir.

Hükümetin açıkladığı taban faizle yüzümüzü güldürüp güldürmeyeceğini bir kez daha merak etmeye başladılar.

Bu yıl açıklanan taban fiyat ton bazında 1400-1450 TL.

Üreticiler, fabrikalar veya satıcılar daha mı fazla kazanıyor?

Basit bir matematik yapalım. Bitki, aldığı şeker pancarından %14-15 şeker almaktadır. Yani 1 ton pancardan yaklaşık 150 kg şeker elde edilmektedir.

Peki geri kalanı ne olacak? Endişelenme, o da para. Hayvanlar için macun olarak satılmaktadır. Ton başına fiyatı yaklaşık 1400 Türk lirasıdır. Diyelim ki fabrika bir ton küspenin kalanını 700 TL’ye satıyor. Bu durumda 150 kilo şekere 700 TL ödeyecekti. Yani 1 kg şekere 5 TL ödeniyor. Üretim maliyetlerini, işçiliği ve kârı %100 ekleyelim. Bundan sonra bu şekerin fabrika fiyatı maksimum 10 TL olmalıdır.

Ülkemizde fabrika çıkış fiyatı nedir?

Vatandaşlar 24-25 TL’ye 1 kg şeker alıyor.

Fabrika satıcılarının büyük karlar elde etmesi nasıl önlenebilir?

Ürün kazanmaz, tüketici pahalı olanı kullanmak zorundadır.

Bu yüksekliğin ana suçlusu kim veya ne?

Üretici ile tüketici arasındaki trafikte ne oluyorsa o oluyor. Her halükarda şeker fabrikalarının özelleştirilmesi büyük bir stratejik hataydı. Bu bitkileri alanlar tamir için almışlar ama satmaları veya değiştirmeleri için kaç yıl süre verilmiş? 5 yıl değil mi?

5 yılın sonunda fabrikayı kapatıp arazilerine ev yapacaklarını söylerlerse önlerinde bir engel var mı?

Kamuoyu bu soruların cevabını merak ediyor.

Yurt dışından şeker ithal etme noktasına geldik. Bu da satılan fabrikalarda gerekli revizyonların yapılamayacağı anlamına gelir.

Çiftçi, emeğimizin değerini ve gerekli desteği alamadığımızı, mazot ve gübre fiyatlarının inanılmaz arttığını, şekerin vatandaşlara inanılmaz fiyatlarla geldiğini söyleyerek üretimden çekiliyor ama tek çaresi bu. yetkililerin bu fiyatları aşağı çekmek için yaptıkları ithalattır.

Çözüm bu mu?

Özelleştirilen fabrikaların sahipleri onları kapatacaklarını söyleseler ne olur?

Çiftlikler desteklenmelidir. Bu desteğin sadece mal alımında değil, üretim aşamasında mazot, gübre ve ilaç alımlarında da sağlanması gerekmektedir.

Teknik desteği de unutmayalım. Tarım kuruluşları tarlaya girmemeli hatta sahadan çıkmamalıdır.

Sulama üniteleri kurulmalı, vahşi ve bilinçsiz sulama önlenmelidir.

Gerekirse arazi drone’larla sık sık kontrol edilmeli, arıza durumunda arazi yerinde kontrol edilmelidir.

Artık bilgi çağındayız, hızlı bir şekilde bilinçli tarıma geçmeliyiz.

Tarım denilince akla ilk gelen bölgelerden biri Konya Ovası oldu. Bilinçsiz ekim yapıldı, yeraltı suyu kaynakları vahşice kullanıldı ve yetkililer buna göz yumdu. Sonuç, kanalizasyon adı verilen yüzlerce çukurdu. Çünkü yeraltı suyu tükeniyor.

ve çölleşme süreci.

Ancak acil eylem planı diye bir şey yoktur.

Liyakatsiz ve gerekli bilgi ve donanıma sahip olmayan koltukta oturanlar, bir önceki koltuğun yetersizliğinin ısrarını aşamaz. Su devam ediyor.

Çiftçi de susuzluğa, kuraklığa, zararlılara ve mazot fiyatlarına rağmen çok sıkı üretim yapmaya çalışıyor… Bu baskıları aşmayı başarsa bile, açıklanan taban fiyatlar onu hayal kırıklığına uğratıyor – parasının karşılığını alamıyor. Bu engellere çarparsa, zaten iflas etmiş demektir.

Son olarak, uygulamadan kaçış hızlanıyor. Tarım işçilerinin yaş ortalaması 55’in üzerindedir.

Yok oluyoruz.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir