Türkiye’deki son olaylar midemizi bulandırıyor.
Televizyon haberlerinde ve gazete sayfalarında uzun uzun anlatılan yolsuzluk, özellikle gençlerimiz için utanç verici.
Çok iyi bildiğimiz halde, çok paraya açgözlü ve haram rızık peşinde koşanlar bir süre zengin bir hayat yaşayabilirler, ancak daha sonra sefil durumlara düşmekten kurtulamazlar.
Ve böyle insanların dünyası karanlıktır ama kölelik hakkı ile giderlerse ahiretleri daha karanlıktır. Allah yargımızı haramdan muhafaza eylesin ve bize helal rızık ihsan eylesin.
Örnek olması dileğiyle aşağıdaki hikayeyi paylaşıyorum…
Bazı insanlar yaşam amaçlarını hangi servete koyuyor?
Çoğu zaman, büyük zenginliklere ulaşmak için yürüdüğümüzde, nedense, sahip olduğumuz gerçek büyük zenginlikleri göremeyiz!
“Zengin olduğun için çok paran yok. Çok paran olsa bile, sağlığın bozulduktan sonra huzurun yoksa aslında zengin değilsin. İnsanların zenginliği parayla ölçülmez. . Bu en iyi gerçek zenginlik hikayesinde gösterilmiştir.”
Yoksulluğun gerçek hikayesi şöyledir: Bir gün bir baba ve zengin ailesi, oğlunu köye götürür.
Bu gezinin tek amacı oğluna insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermekti. Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gece ve bir gün geçirdiler.
Yolculuktan döndüklerinde baba oğluna “İnsanların ne kadar fakir olabildiğini gördün mü?” diye sormuş.
“Evet!” “Peki ne öğrendin?” Oğlu, “Ben şunu gördüm: Evde bir köpeğimiz var, onların dört köpeği var. Bahçenin ortasına uzanan bir havuzumuz var, onların sonsuz bir deresi var. Bahçemize kandil ithal ettik ve yıldızları var. Onlar ufku görürken vizyonumuz ön bahçeye kadar uzanıyor. Oğlu konuşmayı bitirdiğinde, babasının söyleyecek bir şeyi yoktu. Ve oğlu ekledi: “Teşekkürler baba, bize ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için!”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın