"Enter"a basıp içeriğe geçin

Öğretmenlik ek bir iş midir? – Türkiye

Öğretmenlik sadece bir okul veya belirli bir yaş grubu ile sınırlandırılmış bir meslek değildir. Geleceğin daha bilinçli ve daha parlak olması için bilgimizi her zaman kamuoyuna açık hale getirmeliyiz ve bu bizim sorumluluğumuzdur. Bu anlamda sosyal medya mecraları da aynı sorumluluğu içeren bir anlayışla kullanılmalıdır. Bana göre, öğretimin özü iyi bir örnektir. Yine, bu güzel örneği okulla sınırlayamayız. İçinde yaşadığımız topluma karşı böyle bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğun yükü hangi branşta olursa olsun tüm çalışma arkadaşlarıma aittir. Her söz ve davranışımızın toplumda ve mesleki çevremizde çarpan etkisi yarattığını asla unutmamalıyız. Bu örnek ne kadar çok olursa, o kadar etkili olur.

Bu meslek genellikle sadece bir bilgi aktarımı olarak görüldüğü için toplumdaki itibarı önemli ölçüde azalmıştır. Bir öğretmenin itibarı denilince akla maaş konusu gelse de ben buna kesinlikle katılmıyorum. Eğer öyleyse, en saygın insanlar zenginlerdir. Mesleki bilginin sürekli yenilenmesi ve örnek alınması, bir öğretmenin itibarının anahtarıdır. İdeal sonuçları görmezden gelen mesleki bilgi, en fazla, özel ders yoluyla kazanılan paraya dayalı itibar arayışına yol açar.

Bazı meslektaşlarım bana kızabilir ama şunu söylemek zorundayım; Bir öğretmen ne kadar nitelikli olursa olsun, kamu hizmeti dışında gelir getirici bir işle uğraşmaya başladığında, genellikle kamu hizmetini bir eklenti ve sigorta olarak görmeye başlarlar. Gelir getirici işi müşteri memnuniyetine dayanması gerektiğinden, aklının ve zamanının çoğunu oraya odaklaması gerekiyor. Çünkü müşteri memnuniyetinin olmadığı yerde ek gelir getirici iş sürekliliğini koruyamaz. Bu anlayışla mevzuat, memurların ek iş yapmasını yasaklıyor ama bu yasağın kendisinden bile haberi yok.

“Katılmıyorum ne yapayım? O yüzden ‘Ekstra çalışmam lazım’ diyen meslektaşlarımdan örnekler verirsem, yaptıklarının daha fazlası için olduğunu ispatlayabilirim. rahat bir yaşam Geçimini sağlamak için yapıyor olsa bile yaptığı ekstra işlerden dolayı veriminin düştüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz kendisini görmedim ama bunun bir istisnası varsa tebrikler. Devlet, bir öğretmenin bu oranda rahat ne kadar maaş alıp ödeyebileceğini değerlendirirse, fazla mesai sorusu ertelenir mi?Hayır. çok para kazandıran işlere odaklanın.Çünkü ne tarihte ne de bugün bu mesleği yapıp sadece verilen maaşla zenginleşen kimseyi görmedim.

İşe hangi arkadaşımla gidersem gideyim, fazladan iş yaptığını bildiğim arkadaşımın okuldaki performansının kendi işyerindeki performansıyla örtüşmediğine bizzat şahit oldum. Harika bir çiftçilik işi olan arkadaşlarım var. Alanına gösterdiği özenin yarısını bile mesleğine karşı cömertliğini göstermediğini gördüm. Emlak, çalışma merkezi, sergi yönetimi öğretmenlerin ek işlevlerinden biridir, üzgünüm, asıl işleri. Eğer tanıdıklarınız varsa, notlarınız olması zorunludur. Bu işlerde müşteri memnuniyeti kaliteyi getirir, ancak öğretimde müşteri memnuniyeti yalnızca Toplam Kalite Yönetimi adlı bir anketin oluşturulmasına yol açar, burada kimse belgeler arasında dolaşan dosyalara bile bakmaz. Okullarda TKY uygulamasının kaldırılmasından bu yana artık böyle bir anket bulunmamaktadır.

Ek iş yapan meslektaşlarım bana kızabilir ama vicdanlarına danıştıklarında ahlakçıların öğretmeyi bırakıp yan işlerine odaklanmaları gerektiğini anlayacaklardır. Ekstra iş yapmayan tüm arkadaşlarımın bu işe tam puan verdiğini iddia etmiyorum. Bu konudaki notum. O okulda görev yapan öğretmenlerin sadece yüzde onu her okulun yükünü taşıyor. Dostça karşılaşmalarda fikrimi belirttiğimde arkadaşlarım bana çok iyimser olduğumu söylüyorlar. Meslektaşlarımı asla karalamak veya küçümsemek niyetinde değilim. Sadece gözlemlerime dayanarak gerçekleri kendi bakış açımdan yazmaya çalışıyorum. Biri beni yanıltırsa, onlara saygı göstereceğim ve düşüncelerimi bırakacağım.

şunu da eklemeliyim; İşini nasıl yaparsa yapsın her meslektaşıma saygı duyarım. Ek işi yapanlar için yan işe, yapmayanlar için profesyonel role tamamen saygı duyuyorum. Sınıf arkadaşlarımı yapmak için asla bir sorunum veya sorumluluğum olamaz. Sadece iyi gitmediğini düşündüğüm bir konu hakkında toplumsal farkındalık yaratmaya çalışıyorum. Eğitimdeki tek sorun bu mu? tabii ki hayır. Bazılarından daha önceki yazılarımda bahsetmiştim ve önerilerde bulunmuştum. Bu konudaki temel önerim, memurların fazla mesai yapamayacağını belirten mevzuatın katı bir şekilde uygulanmasıdır. Özel okul sahibi olsaydınız, yine de bir emlak öğretmeniyle dışarıdan bir iş olarak çalışır mıydınız? Buna inanmıyorum. Ama yasal olmasa da devletimiz kabul ediyor. Bu davanın değerini bilmek zorundasın!

Okuldaki iş hayatımıza bir de ek iş ekleyip orada gösterdiğimiz ekstra emek ve emeği bıraktığımızda emin olun ki eğitim adına nice destanlar yazılacaktır. Ne yapabiliriz? Bugünün gençleri doğayı pek tanımıyor. Bir başak buğday sunuyorum, bunun ne olduğunu bilmiyorlar. Doğuyu, batıyı, kuzeyi ve güneyi bilmiyorlar. daha önemli; Veliler okullarındaki tüm dersleri öğretmenden görse de özel öğretmen tutmaları ve çok para ödemeleri gerekiyor. Hem okulda boşa harcanan emek hem de evin özel okula dönüşmesi hakkında ne söyleyebiliriz?

Yıllar önce sayın başkanımız eğitimde ve kültürde istedikleri hedefe ulaşamadıklarını söyledi. Kesinlikle doğru. Söyleyeceksin; “Ardından eğitimde beklenen hedefe ulaşabilmek için doğru politikaları uygulayalım.” ben de diyorum ki; Gerçek ve gerçek her zaman acıtır. Biz bu acıya dayanamadığımız gibi devletin ve babanın da sempatisi bizi bu acıda yalnız bırakmak istemiyor. Bu bağlamda işlevsel öğretimle ilgili süreci herkes açıkça görmektedir. en azından yeni işe alınan öğretmenler için; Lisans bitirirsen öğretmen olursun, yüksek lisans alırsan uzman öğretmen olursun, doktora alırsan usta öğretmen olursun.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir