"Enter"a basıp içeriğe geçin

Kayıp Geleneklerimiz – Anayurt Gazetesi

Değerli okurlarımız, gelenek ve göreneklerimiz toplumda birlik ve beraberliğin sağlanmasındaki en önemli unsurdur.

Gelenekler ve gelenekler, bir kişinin hayata bakış açısını değiştirir ve onları özünde tutar. Geçmişle gelecek arasında güçlü bir köprü görevi görür.

Ancak kendi örf ve adetlerimize sahip çıkmıyoruz.

Eski ve yeni arasında geleneksel kültürel farklılıklar vardır.

Ahlaki ve dini düşüncelerimiz giderek bozuluyor.

Günümüz insanı stresli, mutluluktan uzak, çıkar peşinde koşarken, koşuşturmaca, aile içi huzursuzluk, toplumdaki çelişkiler, sevgi ve saygıdan yoksun gençlik, tahammülsüzlükle birlikte stres ve minnetle geçen bir hayat içinde sorunlar yumağıyla boğuşuyor. delilik.

Bu tablo yavaş yavaş ülkemiz insanının her katmanına yayılıyor ve bir hastalık gibi ruhlarımıza işliyor.

Bu hastalık geliştikçe, Türk insanına özgü kültürel geleneklerimiz ve tüm dünyayı etkisi altına alan aile kavramı, bizim edep anlayışımızla birlikte yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

İnsanların yaşam biçimi olarak tanımlayabileceğimiz kültür, aynı kökenden gelen bir toplumda bölgeden bölgeye bazı farklılıklar gösterebilmektedir.

Çünkü kültür, uzun bir tarihin birikimidir ve coğrafya, iklim ve diğer toplumlarla ilişkilerden etkilenir.

Kültür, toplumun üyesi olan bireylerin yarattığı ve paylaştığı, içinde maddi ve manevi unsurları barındıran tüm imajlardır.

Bir toplumun örf, adet, gelenek, inanç sistemi ve dili bir kültürün olmazsa olmaz parçalarıdır.

Özellikle dil, kültürün devamlılığı ve nesilden nesile aktarımı açısından çok önemli bir faktördür. Konuşulan dilin kaybolmasıyla birlikte manevi kültürel değerlerin de ortadan kalkacağı bilinmektedir.

Kırdan kente göç büyük sosyal değişimlere yol açmaktadır. Bu değişiklikler, her türlü insan ilişkisinin yeniden yapılandırılması anlamına gelir.

Yapısal değişiklikler sadece fiziksel yapıyı etkilemekle kalmaz, aynı zamanda insanların davranışlarında ve hatta uyarılmalarında da değişikliklere yol açar.

İstediğimiz kadar küreselleşme diyelim, istediğimiz kadar 21. yüzyıl diyelim, gelişme diyelim, değişim diyelim…

Sonunda geldiğimiz şey, topluma yeniden uyum sağlamak. Ama toplum sadece kendini düşünür. Toplum için önemli olan toplumun sistemine zarar vermemenizdir.

Topluma uyum sağlama gerekliliği, büyük resmi yaratmanın temelidir. Bu yüzden büyük resmin kompozisyonunu bozmamalısınız.

Doğduğumuz andan itibaren çevre ne derse, komşu ne derse, yetiştirilme tarzımız hayatımızın bir parçası olarak bizi çevreler.

Topluma faydalı bireyler toplumu çok mutlu eder çünkü özünde toplum bireyleri değil kendini düşünür. Toplumun kurallarını kendine göre kullanan ve topluma uyum sağlayan bireyler için sorun yoktur.

Özgün toplumun kurallarına takılıp kalan, ne yapacağını şaşırmış bireyler, gelenekler ve kendi arzuları arasında bocalarlar.

Bu, geleneklerimizi kaybettiğimiz zamandır. Memleketin kaybolan gelenek ve görenekleri karşısında elimiz kolumuz bağlı oturuyoruz.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir