"Enter"a basıp içeriğe geçin

İşçi-işveren el ele!


Uzun zamandır çalışanlar için gelir vergisi takvimi hakkında şikayetler var. Bu bağlamda özellikle çalışanlar ve sendikaları, yeniden yapılanmanın her platformunda sorunlarını dile getirmektedirler. Bu konuda yaşananları da zaman zaman sizlerle paylaşıyoruz. Bir gün önce, ilk kez işçi ve işverenlerin temsil edildiği iki büyük sendika, bu konuda birlikte çalıştı ve Başkan Erdoğan’a ortak bir mektup göndererek zorluklarını dile getirdi. Bu somut adımla düzenleme hayata geçer mi bilmiyoruz ama ilk defa bu konuda işçi ve işverenlerin birlikte çalışması önemli. TÜRK-İŞ ve TİSK tarafından gönderilen ortak yazıda, gelir vergisinin birinci basamağının brüt ücretin asgari tutarının belirli bir miktar üzerinde olmasını talep ediyorlar. Basına da yansıyan mektupta, yaşanan sorunlar sayısal örneklerle anlatılıyor, AK Parti’nin iktidara geldiği yıldan bu yana yaşanan gelişmelerden örnekler veriliyor. Mektupta, toplam asgari ücretin 222 lira, gelir vergisi tarifesinin ilk adımının 2002 yılında 3 bin 800 lira olduğu vurgulanırken, gelir vergisi tarifesinin ilk adımının asgari ücretin 17 katı olduğu belirtildi. Bu oran 2010 yılında 12 katına, bugün ise 5 katına çıkmış ve düşüşe işaret etmektedir. Mektupta şu yorumlara yer verildi: “2010 ve öncesinde asgari ücretin üzerinde kazanan bir çalışan hiçbir zaman ikinci vergi düzeyine ulaşamayacak ve stopaj oranı hiçbir zaman artmamıştır. 2011 yılı ile birlikte asgari ücretliler vergi için başvurmaya başlamıştır. ikinci vergi düzeyi. Gelir vergisi tarifesinin ilk satırının tutarı yirmi yılda yüzde 742 artarken, asgari ücret yüzde 2,814 arttı. Gelir vergisi tarifesinin de paralel bir yol izlemediği, bu nedenle asgari ücretli çalışanların her yıl daha yüksek oranda gelir vergisi ödemek zorunda kaldığı belirtilirken, günümüzdeki gelişmelerin sayısal örneklerinin de verildiği mektupta, “Brüt maaşı olan bir işçi iken Ocak ayında 13 bin 43 lira olan 10 bin net lira olan bu rakam Aralık ayında 9 bin 143 liraya geriledi.” ayın son kısmı TÜRK-İŞ ile TİSK arasındaki ortak Sala’da, bu uygulamanın “adil” olmadığı, “Toplam ücreti değişmeyen çalışanın aldığı net tutarın Ocak ayında 10 bin Türk lirası olduğu, ancak Ocak ayında 10 bin TL’ye düştüğü belirtildi. 9 bin 143,37 lira.” Türkiye Eylül ve sonrasında. Bu da yıl içinde işçi başına toplam 6 bin 949,45 lira kayba neden oluyor. Uygulanan sistemde çalışanın maaşından stopaj kesintisi Ocak ayında yüzde 15’ten Ağustos’ta yüzde 27’ye çıkıyor, dolayısıyla aldığı net rakam azalıyor. Sonuç olarak, TÜRK-İŞ ve TİSK, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gönderdikleri ortak mektupta taleplerini şöyle tanımladı: (fazla mesai, yol, yemek, akaryakıt yardımı gibi) TÜRK-İŞ ve TİSK gibi ortak talebimiz de belirli bir miktarın üzerinde belirtilmesi ve diğer vergi tarife oranlarının çalışan bazında güncellenmesidir. ilk dilimde.” Bildiğimiz kadarıyla DİSK ve Hak-İş uzun süredir sorunun çözümü için çalışıyor. Artık bu adaletsiz sisteme son vermek için işçi ve işveren temsilcileriyle bir masa etrafında bir araya gelmek hükümetin görevidir. Bu nedenle yıllardır çalışanlar aleyhine işleyen gelir vergisi oranları ve bu oranlara ilişkin gelir dilimleri günümüz şartlarına göre yeniden düzenlenmelidir.

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir