İlginçtir ki, devlet düzeyinde bir huzursuzluk var.

Gazete yazarı Barış TerkoğluAdalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili İbrahim Halil YıldızKoruma ve akrabalar Sanyasar ailesiTürkiye’den üç kişinin öldürülmesiyle gündeme gelen Suruç’ta yaşananları köşesine sıkıştırdı.

O dönem Anadolu Ajansıİçişleri Bakanı olayı “Suruç’ta AKP’lilere saldırı” olarak nitelendirdi. Süleyman SoyluTürkoğlu, “Türkiye’de PKK’nın ağzıyla kimse siyaset yapamaz. Bu kadar basit, biz de yapmayacağız” diyerek olayda dehşet saçtığını belirterek, “Ancak AKP yetkililerinin yıllar sonra itiraf ettiği gibi, Olaya “terörizm” adı verilerek örtbas edildi. Sonra not edin:

Güney cehenneme dönüyor

“(…) Niçin hatırlatayım? Geçen hafta gazetelerde Suruç’ta bir cinayet haberi daha okuyup yayınladığıma göre… Ancak enyaşarların başına gelenler çok alakalı.

Dün Urfalılarla konuştum. Neler olduğunu anlamaya çalıştım. Kritik bir isimden duyduğum cümle her şeyi özetliyor: “Urfa da ülke de elini kaybediyor. Birileri Güneydoğu’yu cehenneme çevirmeye çalışıyor.”

Tek tek anlatayım…

9 Kasım’da sokak ortasında düzenlenen silahlı saldırıda iki genç hayatını kaybetmişti. Cihan Kayhan vefat ettiğinde 32, kuzeni Muhammed Kayhan ise 25 yaşındaydı. İkisi de serbest meslek sahibiydi. Mohamed Kayhan, BT personeli; Jihan Kayhan bir fizyoterapisttir. Bunu İçişleri Bakanı çıkıp ‘Teröristleri etkisiz hale getirdik’ demesin diye söylüyorum.

Aslında, ölümlerine neden olan kazanın onlarla hiçbir ilgisi yoktu. Siyasi bile değildi.

Her şey sokakta bir araba ile at arabası arasındaki trafik tartışmasıyla başladı. Artan kavga Şimşek ailesi ile Altay ailesi arasında çatışmaya dönüştü.

Belki Urfa’nın sosyolojisini bilmiyorsunuzdur. Birbiriyle akraba olan geniş aile kültürü şehirde oldukça yaygındır. Aslında Şimşekler ve Altaylar da uzaktan akrabaydı.

Hadi gidelim…

Şimşek, Şenasar cinayetiyle adından söz ettiren İbrahim Halil Yıldız ile yakın akrabaydı. Onlar büyükanne ve büyükbabaydı. Köyleri aynıydı.

İki aile arasındaki gerilimi azaltmak için arabulucular müdahale etti. Demokrasi ve makyaj sokağında buluşmak üzere yola çıktılar. Kayhanlar iki tarafı da tanıyan arabulucular olarak oradaydılar. Herkes sarılır diye düşünürken olay yeri incelemeye alındı. Bu sırada genç Kayhanlar hayatını kaybetti. Altay ailesinden bir kişi de yaralandı. Katliamın ardından dört kişi tutuklandı, ancak tetiği çeken Şimşek ailesinin adı kaçtı.

hükümet silahları

Bu konuda bir çatal var. Sokak ortasında cinayeti işleyen gücü güpegündüz sorgulamamız gerekiyor.

Suruç’ta tartışılan konu…

AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız, siyasi gücünü kullanarak çok sayıda akrabasını koruma kadrosuna aldı. Yüzlerce isim anılıyor. Bazıları kabul edildi. Devlet bu kişilere korucu oldukları için uzun namlulu tüfekler dağıttı. Ancak iktidarı ele geçiren bu kişiler, devleti savunmak yerine Suruç’ta terör yaymaktadır.

Bölgede tanınan garip bir isim, ‘Hepsinde Kalaşnikof var. cahil eğitimsiz. Seyircinin neler yaşadığını düşünün.

İşte hemen herkesin cinayetle ilgili söylediği şu: “Saldırı uzun namlulu tabancayla yapılmış gibi görünüyor. Devletin koruculara sağladığı silahla yapmış olmaları çok muhtemel.

“Devlet katında da sıkıntı var.”

İlginçtir ki, devlet düzeyinde bir huzursuzluk var. İçişleri Bakanı Urfa’ya gelip İbrahim Halil Yıldız ile fotoğraf çektirmesine rağmen polis olan bitenden memnun kalmadı. Hatta Yıldız’ın “koruyucu” olarak birçok ismi olmasına rağmen eski hükümdar Abdullah İrini’nin isimlerin çoğunun üzerini çizip sayıyı azalttığını söylüyorlar. Ancak “Ankara’da bir kardeşim var” durumu ortaya çıkar.

Soilu Fotoğraf Beslemesi

Cinayet zanlısının yakınları aceleyle Urfa’dan ayrıldı. Suruç’ta gerginlik sürüyor. Polis, Şimşek ailesinden bazı kişilerin kapısını gözetliyor.

Bu arada Keihan ailesinden isimleri de aradım. taziyeler devam etti. Konuşmak istemiyorlar. Urfa’da çıkan hikayelere göre ailenin çoğunluğu AKP’yi destekliyor. AKP’ye bağlı bir dernekte aile isimleri bile var. Cinayetten sonra partizan kaynaklarından aldığım teyite göre Gerekeni yapmak için bazı AKP’li siyasetçilerden yardım istediler. Aile ayrıca cinayetin devlet tarafından sağlanan bir koruma silahıyla işlendiğine inanıyor. Hatta hükümetin olayı aydınlatmasını ve katilleri cezalandırmasını bekliyorlar.”

Makalenin tamamı.