Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, anayasada yer alan “başörtüsü”nün değiştirilmesi için çalışmaların sürdüğünü, tesettürlü ve tesettürsüz kadınların haklarını güvence altına alan bir düzenleme hazırlanacağını ve gerekirse referandum yapılabileceğini söyledi.
TRT Haber canlı yayınına katılan Bozdağ, gündemi değerlendirerek soruları yanıtladı.
Adalet Bakanı Bozdağ, CHP’nin başörtüsü teklifiyle ilgili olarak, “CHP’nin TBMM’ye sunduğu teklif, mevcut sorunu yeniden soruna dönüştürecek hukuki bir zemin oluşturuyor” dedi. Değerlendirdi.
Bozdağ, teklifin orta ve yüksek öğrenim öğrencilerini kapsamadığını, kamu ve kamu kurumlarındaki kadınları kapsamadığını, sadece kamu kurumlarında meslek sahibi olan kadınları kapsadığını belirtti.
CHP’nin 2008’de MHP ile anayasanın onuncu ve kırk dördüncü maddelerinin değiştirilmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne gittiğini hatırlatan Bozdağ, bu aşamada sunulan teklifin gerekçesinin başkanlık sistemi olduğunu söyledi.
CHP’nin oy almak ve iktidar olmak için dine yaklaştığını ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün geldiğimiz noktaya gelindiğinde sebebi nedir? Bunu çok net söylüyorum. Sebebi başkanlık sistemidir. Çünkü başkanlık sistemi seçilebilmek için 50 artı bir oya ihtiyaç duyar. Şimdi siz ve bunun kadınları” ülke din ve vicdan hürriyetini istiyor ya da başını örten elbiseyi tercih ediyor inancından dolayı, başkasına bakarsan oy alamazsın. farklı zihniyet ve fikirleri birbirine yakınlaştırma gücüne sahip.Sabit oyları yetmediğinde karşı taraftan oy alacak.Nasıl alacak?O yüzden bu açıdan alacak. bu konuda ne yapıyorlar?Birçok yurttaşımızın görüşlerini etkilemek için bu yönde önerilerde bulunuyor.Değiştiğini söylüyor.Eskisi değil Başkanlık sisteminin dönüştürücü gücü bu diyor.
Cumhurbaşkanımızın bu ülkede neredeyse bir asırdır değişmeyen muhalefet sembollerini değiştirmeye başladığını da gösteriyor. Yani patronumuzu yenip tekrar kazanma korkusu onları mutlaka daha dindar insanlara yaklaşmaya zorlayacaktır. Öte yandan Cumhurbaşkanımızın liderlik başarıları ve çalışkanlığı bu ülkeyi yirmi yıldır yılmaz bir gladyatör haline getirdi. Öte yandan yeni sistemde elli artı bir oy arayışı CHP’yi böyle bir değişikliğe zorladı. Umarız CHP’de bu değişim devam eder.”
Bekir Bozdağ, CHP’nin teklifinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasa değişikliği önerisinde bulunduğunu hatırlatarak, önce siyasilerle sonra akademisyenlerle çalıştıklarını belirtti. Bu konuda Bakanlar Kurulu’na sunum yaptığını anlatan Bozdağ, yapılan çalışmalar sonucunda düzenlemenin tek madde halinde yapılmasına karar verildiğini belirtti.
Söz konusu düzenlemenin başlığının Anayasa’nın 24. maddesinde düzenlenen din ve vicdan özgürlüğü olduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle devam etti:
“Çünkü bu sorun vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini Anayasa güvencesi çerçevesinde kullanırken din ve vicdan hürriyetlerini kullanamayacaklarını gösteriyor, buraya koyduğumuzda doğru adres, doğru yer. Meclisimizce bir düzenleme yapılacak.Eğer çıkarsa anayasal hüküm olur.Ama bu kanun sadece başını örten kadınlarımızın haklarını değil, başı açık kadınlarımızın da haklarını koruyarak her ikisini de güvence altına alacaktır. “
Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kamuoyuyla paylaştıktan sonra tüzüğün geniş kitlelerce kabul göreceğine inandığını ve CHP’nin desteklememek için fazla bahane bulamayacağını ifade etti.
Anayasa’nın 24 ve 41. Maddelerinde Değişiklik Yapılması
Sivil anayasaya ilişkin bir soruya yanıt veren Bozdağ, biri Anayasa’nın 24. maddesinde diğeri ise Anayasa’nın 41. maddesinde yer alacak iki maddelik bir düzenleme olacağını belirtti.
Ailenin Türk toplumunun temeli olduğunu kaydeden Bozdağ, “Türk milletinin her zaman güçlü, Türk devletinin güçlü olmasını istiyorsak bunun temel koşulu toplumun temeli olan ailedir. güçlüdür. Aileye yönelik herhangi bir tehdit karşısında devlet, aileyi korumak ve kollamak için her türlü mekanizmayı kullanacaktır. Bunlara sahip olmak ve işletmek çok önemlidir.” Değerlendirdi.
Pek çok AB üye ülkesinin aileyi korumak için anayasa değişikliği yaptığını kaydeden Bozdağ, “Türkiye’de bu aşamada bir adım atacağız ve bazında kamuoyuna açıklandığında kimsenin itiraz edemeyeceği bir düzenleme getireceğiz. TBMM’nin 41. maddesindeki aile koruması ve milletvekillerimiz bunu değerlendirmeye sunacak.” dedi.
Bozdağ, yeni yargı paketinin hazırlıklarının tamamlandığını ve yakında kamuoyunun bilgilendirileceğini söyledi.
Temsilciler Meclisi tüzüğünde değişiklik teklifi
CHP Milletvekili Burak Arbay’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi minberinde çekiçle telefonu kırması olayını hatırlatan Bakan Bozdağ, meclis tüzüğünde değişiklik yapılması gerektiğini söyledi.
Milletvekillerinin minberden sorumlu olmadıklarına dikkat çeken Bozdağ, temiz dil yerine genellikle küfürlü bir dil kullanıldığını, Meclis’e uymayan şeyler olduğunu anlattı. Bozdağ, “Biz her zaman tüzüklerde değişiklik yapılması gerektiğini söyledik. Başkan yardımcılığı döneminde bu konuları gündeme getirdik ama maalesef mecliste bir uzlaşma sağlanamadı. İnşallah olur. bundan sonra olacak.” İfadeler kullanın.
Bozdağ, TBMM Genel Kurulu’na tabanca ile girilemeyeceğini, çekicin de silah olduğunu söyledi.
Milletvekilleri için hazırlanan raporlara da değinen Bozdağ, şu anda 2 bine yakın vaka olduğunu ve bu sayının çok yüksek olduğunu söyledi.
Dezenformasyon karşıtı düzenleme
Adalet Bakanı Bozdağ, Dezenformasyonla Mücadele Yönetmeliği olarak bilinen yasal düzenlemeyle ilgili olarak, “Bunun gibi haksız yere saldırıya uğrayan ve meclisin kabul ettiği çok az yasa var” dedi. dedi.
“Bu kanun, devletin huzur ve güvenlik içinde olmasını ve bireyin onurlu ve saygın bir vatandaş olarak yaşamasını garanti eder.” Bozdağ, açıklamalarını kullanarak, yasal düzenlemede ele alınan 29. maddenin, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve kamu sağlığı ile ilgili endişe, korku ve panikle ilgili yanlış beyanları kapsadığını belirtti.
Bozdağ, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Finkancı’nın “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal silah kullandığı” iddiasının münferit bir iddia olduğunu ve dezenformasyonla mücadele yönetmeliği kapsamına girmediğini söyledi.
Söz konusu iddianın büyük bir iftira olduğunu kaydeden Bozdağ, şunları kaydetti:
“Türk milletine iftiradır, Türkiye Cumhuriyeti devletine iftiradır. Bu milletle ilişkileri terör örgütlerinin ağzından konuşanlardan tartışmaktan çekinmeyin ve her şeye teröre atlayın. Örgütler kurulur. Bunun cezası zaten mevzuatımızda var.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.Soruşturma devam edecek.Bu adli konu bizim yetki alanımızda değil. Yargı kendince çalışacak. Ama ben bağımsız söylüyorum, Türk Tabipler Sendikası’na üye olan tüm doktorlarımıza sesleniyorum, Odalara sesleniyorum, böyle bir cumhurbaşkanı taşımalarına gerek yok. terör örgütüne hayran olun” dedi. Sendikayı anmayı doğru bulmuyorum. Gerçekten de Türk doktorları buna bizden önce karşı çıkmalıdır. Türk doktorları “Bizi temsil edemezsiniz” demeli.
Anayasa değişikliği için referandum yapma olasılığı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliği referandumunun yapılıp yapılamayacağına ilişkin bir soruya yanıt olarak, “Gerekirse millete sorarız” dedi. ifadesini kullandığını hatırlattı.
Bozdağ, “Din ve vicdan özgürlüğü, ailenin korunması, referanduma gidilecek bir sürecin dayatılması gibi bir düzenlemeye karşı çıkanlar, millete hesap veremez. Yani, burada korunan değerler 85 milyon aziz ülke tarafından korunan değerlerdir değerli olan ailedir bu aziz millet. gerçek ortaya çıkınca bu benim şahsi görüşüm diğerini zannetmiyorum partiler gelişecek. Buna karşı çok fazla argüman var.” Değerlendirdi.
Bozdağ yaptığı açıklamada, referandum yapılması halinde ezici çoğunluğun kabul edeceğine inandığını söyledi:
“Referandumlara gideceğiz, milletimiz için bunu talep edeceğiz. Milletin hakemliği bizim için değerlidir. Herkesin söylediği her şey başımızın üstündedir. Cumhurbaşkanımız milletin bu konudaki iradesini biliyor. Biz de biliyoruz. .Aslında herkes biliyor.Böyle bir konu milletin önüne çıktığında CHP seçmenleri bile.” Tereddüt etmiyorum çünkü büyük bir kısmı buna “evet” diyecek. Peki aile korumasına kim karşı çıkabilir? İnsanların temel hak ve özgürlüklerinden, eğitim haklarından, çalışma haklarından, inançlarından dolayı seçtikleri kıyafetlerden dolayı siyaset yapma haklarından mahrum bırakılması adil ve hak mıdır? Mümkün. Muhalefetin bu milleti hiç tanımadığının ve Türkiye’de hiçbir zaman iktidarda olamayacaklarının göstergesi bu yüzden muhalefetin bu konunun referanduma götürülmesine izin vermeyeceğini düşünüyorum.”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın