"Enter"a basıp içeriğe geçin

Gazeteciler aleyhine ‘sansür yasası’na dayanılarak açılan davada karar

Tunceli’de Doğu Anadolu Projesi (DAP) Sırt Çantalıları Bölge Kalkınma Dairesi tarafından kurulan beş seyyar tuvaletin resmi açılışı 12 Ekim’de yapıldı. Tuvalet barı Tunceli İl Özel İdaresi Özel Parkı’na getirilirken, Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan ve DAP İl Kalkınma Daire Başkanı Prof.Dr. Dr. Osman Demirdoğan ve Özel Bölge İdaresi Genel Sekreteri Nazif Yıldırım birlikte kesti.

Haberin Tunceli Emek gazetesinde ve Anka haber ajansında yayınlanmasının ardından Tunceli Valisi; Yükseklere beş adet seyyar hela kurulumu için kentte düzenlenen resmi törenle ilgili 13 Ekim’de yazılı açıklama yaptı. Valilikten yapılan açıklamada, “Maalesef mera ıslahı, tarımsal sulama projeleri, hayvan içme suyu tesisleri ve yayla yol yapım projelerine yönelik açılış ve tanıtım programı, üretimi artırmak ve üreticilerimizin hayatını kolaylaştırmak amacıyla hayata geçirilmiştir. Bazı yazılı ve görsel medya ile sosyal medya hesaplarında, üreticilerimiz için yapılan portatif yaşam kabinlerinin bulunduğu alanda yapılan yazılımın tahrif edildiğini belirten ‘tuvaletin açılması’ olarak gösterildi.

Özel Bölge İdaresi Genel Sekreteri Tonselli suç duyurusunda bulundu

Tunceli Özel İdaresi Genel Sekreteri Nazif Yıldırım, haberi yapan gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulundu. Yıldırım, törende bazı tarım ve hayvan projelerinin açıldığını ve temsil edildiğini açıkladı. Program kapsamında, üreticiler adına Tunceli Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği’ne banyolu, çamaşırhane ve giyinme alanı bulunan portatif yaşam konteynerlerinin teslim edildiğini belirtti.

Şimşek; Gazeteyle ilgili bu haberin ardından bu çarpık haber bazı sosyal medya sitelerinde gerçekmiş gibi dolaşarak düzene karşı bir algı oluşturdu; şüphelilerin kurum aleyhine mesnetsiz iftira gerekçeleri yayarak kurumu ve karakterini kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmaya çalıştıkları; Bu asılsız haber nedeniyle zanlılardan şikayetçi olduğunu, kuruma ve kendisine hakaret ettiğini ifade etti…”

İletişim bölümü Dezenformasyon Bülteni’nde yer almaktadır.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 9-16 Ekim 2022 dönemini kapsayan dezenformasyon bülteninde Tunceli’deki beş seyyar tuvaletin resmi açılış töreni haberine de yer verdi. Bültende şu ifadeler kullanıldı:

Bazı medya ve sosyal medya hesaplarında dolaşan “Tunceli’deki beş seyyar tuvaletin resmi açılış töreni” iddiası asılsız. Resimler, yıl içinde tamamlanan 15 milyon TL değerindeki tarımsal sulama projeleri, hayvan içme suyu tesisleri, mera ıslah projeleri, mera ve yayla yolu projelerinin tanıtımına ve Tunceli’de tamamlanan projelerin temsili açılışına aittir. Program kapsamında Tunceli Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Derneği’ne yaylalardaki üreticilerin hayatını kolaylaştıracak portatif yaşam konteynerleri teslim edildi. Konteynerlerin teslimi sırasında çekilen resimler, “tuvaleti açmak” olarak kullanılmış ve çarpıtılmıştır.

Müfettişin medyaya muhabiri: “Dezenformasyonla mücadele için yanlış beyan prosedüründen emin değiller”

Medya Ombudsmanı Faruk Bilderisi, 21 Ekim 2022 tarihli “Dezenformasyon Bülteni Fotoğraftaki ‘Tuvalet ve Banyo’ İşaretini Görmezden Geldi” başlıklı yazısında, hem habere hem de dezenformasyon bülteninde yer almasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:

Valiliğin açıklaması yeterli olmadığı için bu konu Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın haftalık ‘Dezenformasyon Bülteni’nde yer aldı… Haberleşme Dairesi haberi yalanlarken herhangi bir delil ortaya koymadı. mektupta net değil Açılış Törenin yapılma sebebi o törende açılış törenini de Tunceli Valisi Özkan yapıyor ve izahnamede önerildiği gibi yaylalardaki içme suyu, mera ve yol projelerini anlatmıyor veya tanıtmıyor. törenin nedenini şöyle açıklıyor: “Tesislerimizin temsili açılış programındayız.” Projelerini “temsil etmek” için kurdelesi kesilen ve oraya konan beş tekerlekli konteyner. “dinlenme tesisi” arkada görünen beş portatif konteynerin üzerindeki plaket aynen şöyle: Bölgesel Kalkınma Dairesi Başkanlığı. türk usulü ve diğeri duşlu… Cetvelin bandı kesip “İyi şanslar” açtığı kaplar, tuvalet ve banyo! Ama nedense bu tabaklardaki yazılar resimlerde görünmüyor. dezenformasyon bülteni , iddiaya göre “bozuk görüntüler çekildi”! “Hamam ve Prefabrike Hamamların İnşası” metnini okumamak için özel çaba gösterildi. Yine de broşüre bakarsanız, o kaplarda tuvalet ve duş yok. Aslında bu çarpık görüntü bültenini hazırlayan kişi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’ydi! Yanlış bilgiyle mücadele etmek için yanlış bilgi vermekte bir sakınca görmediler.”

İki gazeteci hakkında soruşturma başlatıldı

Suç duyurusunun ardından Tunceli Emek Al-Imtiaz gazetesinin sahibi Hüseyni Karakoyun ve gazetenin yazı işleri müdürü Mahmut Karakoyun hakkında ANKA Haber Ajansı’nda da yer alan haberle ilgili soruşturma açıldı. Suç duyurusunda gerekçe olarak “hakaret” ve “sansür yasası”nın gösterildiği öğrenildi. Ancak sansür yasası ile ilgili tartışmalar yayınlandığı tarihte Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda devam etmekteydi.

takip etmeme kararı

Ancak Tunceli Savcılığı 19 Ekim 2022’de kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Savcının kararında şu değerlendirmeler yapıldı:

“Saldırgan suç bağlamında değerlendirme değil…: Kamu görevlilerine veya sivil vatandaşlara yönelik tüm sert eleştiriler veya saldırgan sözler hakaret olarak kabul edilmez; Sözler açıkça onur, şeref, haysiyet veya bir hakaret fiilini rencide edebilecek somut bir fiilin veya olgunun ithamını teşkil etmelidir. soruşturmaya konu olan somut durumda; Şüphelilerin sorumlu olduğu çevrimiçi haber sitelerinde şikayetçi hakkında asılsız haberler yayınlayarak müşteki hakkında iftira ve aşağılama iddiasıyla kovuşturma başlatıldığı anlaşıldı.

Kabul etse bile sinir bozucu…: Öncelikle belirtmek gerekir ki haber içeriğinde yer alan ifadelerin can sıkıcı olduğu anlaşılsa dahi haberde ve haber başlığında yer alan ifadeler; Anayasa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında özel bir öneme sahip olan ifade özgürlüğü bağlamında değerlendirilmelidir.

Gazeteci topluluğun sözcüsüdür: … Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında; Basın, toplumun sözcüsü olarak kabul edilir ve basın özgürlüğüne özel önem vererek, her bireyin kamuyu ilgilendiren bilgileri edinme hakkını güvence altına alır.

Faiz durumuna dikkat etmek veya değeri yargılamak mümkün müdür? Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne göre, öncelikle verilerin bir olgu ithamı mı yoksa bir değer yargısı mı olduğunun belirlenmesi gerekir. Çünkü bir hakikat iddiası kanıtlanabilirken, bir değer yargısı iddiası ifade özgürlüğüne bir müdahale olarak görülebilir. Duruşmadaki ifadeler bir değer yargısı içeriyorsa ve somut bir durum ifade edilemiyorsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi değer yargılarını destekleyecek yeterli altyapının olup olmadığını değerlendirir. Çünkü değer yargılarının belirli bir düzeyde olgusal temele sahip olması gerektiği kabul edilmektedir. Öte yandan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, herhangi bir veriye dayanmayan ve ifade özgürlüğü sınırları içinde bir altyapı içermeyen hiçbir değer yargısını kabul etmemektedir. En azından ilk bakışta, davanın iddialarını içeren veriler açısından güvenilir deliller sunulması kabul edilebilir. Elbette böyle bir kanıt sunulamazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi iddiaları doğrulamayı beklemektedir.

Haberin yayılmasının toplumsal bir çıkarı ve kamu yararı vardır: Sonuç olarak, gazeteci olan şüphelilerin haberlerde kullandıkları bazı ifadeler somut bir gerçeği ifade etse de, haberdeki bilgilerin başkalarını aldatmaya yönelik olduğuna dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. Ayrıca, haberlerin yayılmasında toplumsal çıkar ve genel çıkar vardır.

Gazetecilerin aşağıdakileri aşma hakkı vardır: Hikaye, okuyucunun dikkatini çekmek için çarpıcı bir üslupla yazılmıştır. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarında da belirtildiği gibi özellikle gazetecilerin biraz abartma hakkı vardır. Haber içeriğinde yer alan ifadeler, yer ve zaman faktörleri dikkate alındığında, şikayetçinin onur, şeref ve haysiyetini rencide edecek şekilde olmayıp, eleştiri niteliğindedir. Tersine bakıldığında, suçun korumaya çalıştığı değerin ölçülemeyecek kadar genişleyeceği ve ifade özgürlüğünü vurgulayan evrensel bir hukuk fikriyle tutarsız bir yorumu ima edebileceği anlaşılabilir.

“Yasa yürürlükte olmadığı için…”

Tunceli Özel İdaresi Genel Sekreteri Nizif Yıldırım’ın suç duyurusunun yanı sıra Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararında; Çevrimiçi ve sosyal medyaya yeni cezalar getiren “Sansür Yasası” olarak bilinen yasayla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:

“Yine 7418 sayılı Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Resmi Gazete’de yayımlanma tarihi 18.10.2022’dir… Kanunlar, kural olarak Resmi Gazete’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer. Ancak, İlgili maddede daha ileri bir tarih belirtilmişse, o tarihte yürürlüğe girer, Kanunun yürürlüğe gireceği tarih belirtilmemişse, yayımını takip eden günden 45 gün sonra yürürlüğe girer. Resmi Gazete Suç tarihinin 13.10.2022 olduğu ve 7418 Sayılı Kanun olarak değiştirilen Basın Kanunu ve bazı kanunların henüz yürürlüğe girmediği göz önüne alındığında, şüphelinin ilgili hükümlere göre değerlendirilmediği anlaşıldı. iddia edilen suçun hukuki unsurlarının oluşmaması nedeniyle kamu adına yargılanmaya yer olmadığına karar verilmiştir.” (Anka kuşu)

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir