"Enter"a basıp içeriğe geçin

Dayanamıyorum sana sesleniyorum

Akşemeddin Hazretlerinin soyu soyundan Abdülkadir Çelebi, Bolu’nun Göynük ilçesinde bir yonca çiftliğine sahipti. Yonca korusunda yetiştirdiği yeşilliklerle ineklerini besler, ineğinden elde ettiği sütle de helal geçimini sağlardı. Ancak kanun tanımayan ve kaba kuvvete sahip olan ve o bölgede yaşayan çoban, koyunlarını Abdülkadir Çelebi’nin yoncasından geçirir ve ekili yeşillikleri besler, Çelebi’nin ineğini otlatacak ot bırakmaz.

Abd al-Qadir es-Saliby, Rahi’ye bu konuyu bir ve iki kez hatırlattı. Ancak çoban bu anlayışa sahip değildi. Çoban her fırsatta koyunlarını yoncadan geçirir, sığırlarını yeşilliklerle besler ve birlikte yaşadığı Çelebi ineğine yeşillik bırakmaz.

Nihayet bir gün bu muhterem kişinin sabrı tükenir, ellerini açar ve Rabbine sığınır.

” Lordum!” “Bu anlayışsıza dayanamam” der, “Seni ona havale ediyorum. Zalimi yok ettiğini biliyorum ama gaflet içinde değilsin. Zulüm doruğa varınca azalmaya başlıyor. Bu adamın zulmü had safhaya ulaştı. zirve çünkü beni ve sütünü beslediğim ineğimi aç bırakmaya başladı !

Bir süre sonra bir sabah Çelebi’nin kapısını iki kişi çalmış. Şimdi yalvarma sırası onlarda.

“Çobanımızın karnı çok ağrıyor hiç durmuyor. Yere düşüp yuvarlanıyor. Sana eziyet ettiğini sanıyor. Seni çok uyardım ama dinlemedi. Lütfen sağa dön ve çobanı kurtar!”

Çelebi Hazretleri ellerini açtı ve boynunu eğdi:

“Çobanınızı kurtaramam, artık çok geç. Çünkü Rabbimizin verdiği mühlet sona ermiş ve yaptığı haksızlığın cezası doruğa ulaşmıştır. Başlayan zulmün azabını kimse durduramaz. Buradan dönerken birkaç metre kumaş alıp geri dön.Belki kefene kadar çobanına ihtiyacı vardır!”

Adamlar hızla çobanın evine doğru koştu. Ve gördükleri, kapıda suyu ısıtmak için ateş yakmaya çalışanların:

“Çobanımızı kurtaramadık, şimdi birkaç metre kefene ihtiyacımız var!”

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir