“CHP sözünün arkasındaysa gelin bu sorunu birlikte çözelim” – Dosthaber Gündem

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki grup toplantısında konuştu. Bahçeli konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladı. Bahçeli, “Kim ne derse desin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz. Her şeyden önce vatanımızın borçları ve zenginliğimiz tartışılmaz. 10 Kasım, anlayış hedefiyle 84 yıllık tarihi bir tecrübedir, Aziz Atatürk’ü tefsir ve tanıma, “10 Kasım yas günü değil, yaşanan tüm olaylara karşı anlayış, ifade ve saygı günüdür” dedi.

“İki seçeneğimiz de var ve hazırız.”

Bahçeli, başörtüsü sorununun Meclis’te veya referandumda çözülmesine karşı olmadığını belirterek, “Milliyetçi Hareket Partisi olarak, başörtüsü güvence altına alan ve aileyi korumayı amaçlayan anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz. Görüşümüz net. Kararımızda ve irademizde bir değişiklik yok, bu anayasa değişikliği önerisini ya tartışalım, geniş oybirliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sonuca varırız ya da referandumla milletimizin takdirine sunarız. . İki seçeneğimiz de var ve biz hazırız. CHP samimiyse, sözünün arkasındaysa ve peçeyi bir bezle anlatmaktan pişmanlık duyuyorsa, hoşgeldiniz bu konuyu radikal bir çözümle birleştirelim.”

“Kiminle konuşacağımızı değil, makul ve demokratik bir çözüm arıyoruz”

Konuşmalara değil içeriğe ilgi duyduklarına değinen Bahçeli, “AKP heyetinin Anayasa değişikliğini görüşmek üzere Meclis’te grubu olan siyasi partileri ziyaret etmesi çok doğal ve doğru bir adım. HDP ile neden temasa geçildi? Buna ne diyeceğiz, nasıl cevap vereceğiz? Sorular İşte günlerdir cevap arayan manyak. HDP’ye bakış açımızı tekrar etmeye bile gerek yok. AKP heyetinin CHP ile kurduğu temasa sessiz kalmıyorlar, arkamızda HDP’den bahsediyorlar. HDP bizim için CHP’dir ve aynıdır. Ne kadar makul ve demokratik bir çözüm olur diye bakıyoruz, Kiminle değil, durumla değil dilek kipiyle ilgileniyoruz.Kabuğa değil öze odaklanıyoruz.