Dünkü yazımızda “Maden Kazalarının Kaderi/” başlığını atmıştık. Tabii bunun böyle olduğunu düşünenler de olabilir. Ama sadece maden kazalarını değil, insan unsurunu içeren tüm olumsuzlukları “kader” diyerek görmezden gelemeyeceğimiz de bir gerçektir. Bilimi ihmal ettiğimizde veya bilimin kurallarını göz ardı ettiğimizde Cuma günü yaşadığımız felaketleri yaşamaya devam ediyoruz. Yangın bombasında hayatını kaybeden madencilerin ailelerine gittiğimizde, hepsi ortak dilde “ihmal”den ve apaçık ortada olan felaketten söz ediyor. Bazıları madenin tam donanımlı ve en yeni ekipmanlarla donatıldığını söylüyor. Mümkün. Ocakta gerçekten her şey var ama ne kadar işe yaradığını bilmek gerekiyor. Sobayı tehlike sensörleri ile donatın, ancak bakımını yapmazsanız, çalışmamasının bir anlamı yoktur! Bunun neye benzediğini biliyor musun? Arabanız var, arabanızda da fren sistemi var ama hiç umursamıyorsunuz, arabanız fren sistemi arızası gösteriyor, görmezden geliyorsunuz, sonra tehlike anında o frenlere basıyorsunuz ve arabanızın durmasını bekliyorsunuz. Sizce bu araba duracak mı?Tabii ki durmayacak ve kaza yapacaksınız. Allah korusun çok hızlı giderseniz ölümcül kazalara neden olursunuz. Şimdi, her şey bitti ve sorumluları kurtarmak için çalışıyor. En azından bu felaketten ders çıkaralım ve suçlulara gerekli cezaları verelim. Bakınız, 1983 yılında Zonguldak’ta 103, 1990’da Amasya’da 65, 1992’de Zonguldak’ta 263, 1995’te Yozgat’ta 38, 2003’te Ermenek’te 10, 2004’te Kastamonu’da 19, 2009’da Bursa’da 19, 2010’da Balıkesir’de 17, 2010’da Zonguldak’ta 30, aynı yıl Edirne’de 8, 2013’te Zonguldak’ta 8, 2014’te Soma’da 301 ve yine 2014’te Ermenek’te 18 ve son olarak Amasra’da 41 işçi saydık. Bu hayatlar sadece rakamlardan ibaret değil. Bunların hepsi ruhtur, hepsinin aileleri, sevgilileri ve deneyimleri vardır. Tüm bu maden kazalarını kaderle açıklamak ne kadar doğru olur? Tüm bu olaylar, gerekli “bilimsel” önlemler alınıp uygulansa çok pahalıya mal olmayacaktı. Almanya’da 1971’den beri maden kazası yok. Tabii ki var ama can kaybı da yok. Norveç ve diğer gelişmiş ülkelerde de durum aynıdır. Ülkemiz ölümlü maden kazalarının yaşandığı ilk on ülke arasında yer almaktadır. Ülkemizde her yıl binlerce iş kazası meydana gelmektedir. İş kazalarında günlük ortalama ölüm sayısı yaklaşık beştir. Bu gerçekten büyük bir rakam. Dünya çapında her gün ortalama 5.000 kişi ölüyor. Yıllık rakam çok daha korkutucu. Her yıl 12.000’i çocuk işçi olmak üzere yaklaşık 2 milyon kişi iş kazalarında hayatını kaybetmektedir. Buna kaç iş kazası diyebiliriz bilmiyorum ama “iş yerinde cinayet” tanımının daha uygun olacağını düşünüyorum. Madencilik çok riskli ve zorlu bir sektördür. Buradaki çalışanlar yaptıkları iş için para almıyorlar, canları pahasına çalışıyorlar. Ölen madencilerden birinin sosyal medyada paylaştığı söz, inanın kalbimdeydi. Şehit olan madenci kardeşimiz şöyle diyor: “Güneşe ulaşmak için karanlığı kazıyoruz.” Bu insanlar kendileri ve çocukları için güneşli günlere tanık olmak için 300-350 metre yerin altında kanlarıyla ve canlarıyla ekmeklerinin peşinden koşarlardı. Mekanları cennet olsun. Yaralı işçilerimize bir kez daha acil şifalar diliyorum.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın