Profesör elinde dolu bir bardak tutarak dersine başlar. Kupayı herkesin görebileceği şekilde tuttu ve sonra sordu:
“Sence bu bardağın ağırlığı ne kadar?”
Öğrenciler farklı miktarlar söyleyerek cevap verirler.
Profesör, “Bardağı tartmadan bilemem,” dedi.
“Ama sorum şu; bu bardağı birkaç dakika böyle tutsam ne olur?”
Öğrenciler cevap verdi: “Hiçbir şey olmayacak.”
“Peki, bir saat saklasan ne olur?” Profesör bu kez sordu.
Öğrencilerden biri, “Kolunuz ağrımaya başlayacak efendim” diye cevap verdi.
“Haklısın ama bir günlüğüne saklasam ne olur?”
“Kolun ağrıyacak, bazı sorunların olacak ve hastaneye gitmen gerekecek!” Öğrenciler gülerek cevap verdiler.
“Pekala, peki bunca sorun olurken bardağın ağırlığı değişir mi?”
Öğrenciler “Hayır!” diye bağırdı.
“Peki, kolumun ağrımasına ve kasların kasılmasına ne sebep oldu?” Öğrenciler akıl yürütmeye başladılar, ancak doğru bir cevap veremediler.
“Bu durumda ağrı ve sızıdan kurtulmak için ne yapmalıyım?”
Öğrenciler hep bir ağızdan: “Bırakın bardak düşsün!” dediler.
“Tabii,” dedi profesör.
“Hayatın sorunları da öyle. Bu sorunları birkaç dakika kafanızda tutsanız, hiçbir şey yokmuş gibi görünür. Uzun süre düşünürseniz başınız ağrımaya başlar.”
Uzun süre düşünürsem biter ve artık hiçbir şey yapmaz. Hayatınızdaki zorluklar ve problemler hakkında düşünmek önemlidir. Ama en önemlisi, her günün sonunda yatmadan önce tıpkı bir fincan gibi dışarıda bırakın. Böylece strese girmezsiniz, her güne zinde bir zihinle uyanırsınız ve her türlü sorunun üstesinden gelebilecek kadar güçlü olursunuz.”
Bu nedenle sevdiklerinize hatırlatın: bugün bardağı bırakın.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın