Sevgili okuyucular, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Osmanlı Devleti’ne yenilen Sevr Antlaşması’dır.
Hükümlerini derhal uygulayan düşman kuvvetleri, topraklarımızın bölünmesi için çalışmalarını hızlandırdı.
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun merkezini, Urfa, Antibes, Kilis, Adana, Maraş ve Antalya’yı işgal etti. Tüm bu işgal hareketlerinden yararlanan Rumlar, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e girdiler.
Bütün bunlar olurken Mustafa Kemal, milletle el ele vermek ve vatanı kurtarmak için ilk olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.
12 Haziran 1919’da Amasya’ya geldi. Amasya Genelgesi 22 Haziran 1919’da yayınlandı. Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasından sonra 23 Temmuz 1919’da Erzurum Konferansı, 4 Eylül 1919’da Sivas Konferansı düzenlendi.
Bu konferanslarda alınan kararlarda milli iradeye dayalı bir hükümet kurulması ilk hedef olarak belirlendi. Tüm ilçelere telgraflar çekilerek halktan kendi adlarına karar verebilecek temsilciler seçmeleri istendi. Bu seçilmiş temsilciler için bir toplanma yeri gerekliydi.
Ankara halkı Mustafa Kemal’i ve halk temsilcilerini Ankara’ya davet etti. Ankara vilayeti ülkenin merkezinde ve tüm cephelere eşit uzaklıkta olduğundan, Mustafa Kemal bağımsızlık savaşını en iyi şekilde yürütmenin Ankara olduğuna inanıyordu.
Bu nedenlerle Mustafa Kemal, Sivas ve Erzurum konferanslarında seçilen temsilci heyet üyeleriyle 27 Aralık 1919’da Ankara’ya geldi.
Ankara halkı Atatürk’ü Dikman sıradağlarında coşkuyla karşıladı. Seğmenler, milli kostümlü oyunlar oynayarak Atatürk’ü kucakladı. Ankara ve çevre bölgelerden gelenler, Mustafa Kemal ve heyet üyelerini büyük bir coşkuyla karşıladı. Davullar çalındı, salon dansları çalındı ve göstericiler gösteriler düzenlediler. Coşkulu performanslarla karşılanan Mustafa Kemal, tanık olduğu manzara karşısında çok duygulandı ve kendisini karşılayan herkese teşekkür ederek yurttaki durumu ve bu durumdan nasıl çıkabileceğimizi anlatan bir konuşma yaptı.
Atatürk’ün Ankara’yı merkez olarak seçmesinin sebepleri şöyle: İletişim ve ulaşım imkanları var, İstanbul’a yakın ve batı cephesine yakın. Mustafa
Kemal ve heyet üyeleri Ankara’da ikamet edecekleri Ziraat Mektebi’nin karargahı olarak belirlenen binaya yerleştirildi.
Bugün Genel Meteoroloji Dairesi bünyesinde koruma altına alınan “Atatürk Odası”, Anadolu ve Rumeli Müdafaa Hukuk Derneği temsilcisinin milli mücadeleye öncülük ettiği yer olarak 6 ay süreyle kullanıldı.
Odalardan biri çalışma alanı olarak düzenlenirken, diğer oda telgraf amaçlı ayrılmıştı. Ahşap çalışma masası, yeşil kadife perdeler, kilimler ve şöminenin olduğu bu mütevazı odada Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceği için tarihin en önemli günlerine tanık oldum. Atatürk’ün Ankara’ya gelişi, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli olaylarından biridir.
Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi kuruldu ve düzenli ordu oluşturuldu ve hazırlandı. Bu nedenle Ankara milli mücadelenin merkezi haline geldi ve böylece sermaye görevini üstlendi. Sonuç olarak, 27 Aralık 1919’dan sonraki gelişmeler,
Ankara’yı milli mücadelenin merkezi olarak seçmenin doğru karar olduğunu kanıtladı. Çünkü Ankara, Anadolu’nun merkezidir. Anadolu şehirlerini birbirine bağlayan yolların kesiştiği noktada yer alır.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın