FOX TV Alarm Show’a katılan TİP Sözcüsü Sera Kadegel, anayasa referandumu için HDP’yi ziyaret eden AKP’nin tutumunu “ikiyüzlülük ve kabalık” olarak değerlendirerek, “Her zaman söylediğimiz gibi siyasal İslam ile mücadele edilmiştir. Pazarlık yapılmadı Adalet ve Kalkınma Partisi ile değil, Metrobüsün anayasa yapmasını bile beklemeyeceğiz” dedi.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Sözcüsü ve İstanbul Milletvekili Sera Kadıcıl, FOX TV’de İlker Karagöz’ün sunduğu alarm programına konuk oldu. Karagöz’ün programla ilgili sorularını yanıtlayan Kadıgil, Türkiye gündemine ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. AKP heyetinin anayasa değişikliği için HDP’ye yaptığı ziyareti değerlendiren Kadegel, “Bu resim bana bir şeyi hatırlatıyor. Bir satır var ‘Mutluluğun resmini çizer misin Abedin? Abdin ben de aynı şekilde bakarsam “tuzluluk” ve “ikiyüzlülük” resmini çizer misin, bence oturup bir şeye çalışmana gerek yok inanın olur. önlerine bu resmi koyarsak, 6 milyon yurttaşımızın oyunu aldı ve Türkiye Cumhuriyeti Meclisi’ndeki en büyük üçüncü parti. O tarihten bu yana yasal olarak düşman ve terör partisi sayılan bir partinin temsilcileri. 2016 hiçbir faaliyette bulunmadı, kazandığı tüm belediyelerin liderlerini, milletvekillerini, belediye başkanlarını ve atanan kayyumlarını gözaltına aldı.”
“AKP ile anayasa yapmak için metro istasyonunda bile işbirliği yapmıyoruz!”
Türkiye’de kadınların asıl gündeminin açlık, yoksulluk, işsizlik ve şiddet olduğunu vurgulayan Kadegel, “İlkokul çağında bile aile baskısı ve mahalle baskısı altında başörtüsü takmaya zorlanan kadın ve kız çocuklarını ne yapacağız? Daha da ileri gidelim, öldürülen, yoksullukla boğuşan, iş bulamayan, eğitim olanaklarından yararlanamayan kadınların üzerinde büyük baskı ve gerilim var. Bu kişi ben kadınları çok düşünüyorum, onlar için düzenleme yapacağım diyor. Ayrıca diyoruz ki yemiyoruz! AKP ile değil, metrobüsün anayasa yapmasını bile beklemeyeceğiz.”
“Öldürülen kadınları ne yapacağız?”
Kadıgil sözlerine şöyle devam etti;
“Artık taktiklerini çok iyi biliyoruz. Bakın 22 Ekim’de ne dedi: “Sıkıcı olursa referanduma gelin” ne bilmiyorum… İki hafta geçti, dün ne dedi? Haklar ve temel özgürlükler konusunda referandum yapılmasını doğru bulmuyorum” Bu konu gündeme geldiğinden beri bunu söylüyoruz. Kadınlarla ilgili bir şey yapmak istiyorsanız, demek istediğimiz sadece başörtüsü takıp takmamak değil. giyebilmektir.
Bir adım daha ilerisi, hala tesettürden rahatsız olan bayan arkadaşlarım varsa tabi ki saygı duyarım, elimden geleni yaparım ama bu sadece bir kadının sorunu mu? Tam tersine, başları açık olduğu için mülakatlardan dışlanan kadınlara ne yapacağımızı görmek için? İlkokul ve ortaokul çağında aile ve mahalle baskısı altında başörtüsü takmaya zorlanan kadın ve kız çocuklarını ne yapacağız? Daha da ileri gidelim, öldürülen kadınlar, yoksullukla boğuşanlar, iş bulamayanlar, eğitim olanaklarından yararlanamayanlar…
“Arduin oyunlarını kişiselleştirmek için ne zamanımız ne de sabrımız var”
Kadıgil, programa ilişkin başörtüsü tartışmalarına ilişkin açıklamalarda bulunurken, Erdoğan dünkü kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamaları Erdoğan’a hatırlattı. Caddell dedi ki:
Bu ülkede okullarda açlıktan bayılan çocuklar var. Öğretmenler ve veliler yetişemiyor. Çocuklar yetersiz beslenme nedeniyle kansızlık ve kansızlıktan muzdariptir. Bu ülkede her gün üç kadın öldürülüyor. Gençler net bir konumda. Uyuyup kalkıyoruz, AKP referandumunu konuşuyoruz. Bu bana saçma geliyor. Gerçek bir yakıcı sorunumuz var, referandum bize söylüyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın oyunlarına ayıracak vaktimiz ve sabrımız kalmadı.
Günümüzde siyasetin temel sorunu açlık ve yoksulluktur. Bir ülkedeki insanların üçte biri sosyal yardımlarla yaşıyorsa ve bir ülkede 7,6 milyon çocuk aşırı yoksulluk içinde yaşıyorsa, o ülkede reform yapmaktan daha acil hangi gün olabilir? 20 yılda ülkeyi getirdiğiniz nokta belli, önümüze sunduğunuz şey bu.
omuzlarımızda savaşıyoruz
Programın devamında Serra Cadegal, Emek ve Özgürlük İttifakı hakkında açıklamalarda bulundu ve “Koalisyon ne vaat etti?” soruyu yanıtladı.
“Siyaseti yaşlı, zengin ve otoriter bir grubun tekelinden kurtaramazsak çok yol alamayız. Bunu çok net biliyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı’nı işte bu yüzden kurduk ve Burada şunu söylemekten gurur duyuyorum: HDP ve birçok sol sosyalist örgütle omuz omuza savaşıyoruz.
AKP-MHP görüşmeleri hakkında konuşan Kadegel, şu ifadeleri kullandı:
Saray rejiminin müzakere edemeyeceği hiçbir şey yoktur. Ama HDP’nin ötekileştirildiği, terörize edildiği, köşeye sıkıştırıldığı, “bu ne böyle?” demenin ne kadar saçma olduğunu hepimiz gördük.
Bütçe değil servet transferi
Parlamentoda müzakereler devam ederken, planın dengeleme komitesine ilişkin açıklama yapan Sera Cadıgil, “Çok net bir şekilde servet aktarıyorlar” dedi.
Caddegel, “Bütçe dediğimiz şey aslında Parlamento’nun neden var olduğunun bir özetidir. Hepimizin maaşından aldığımız vergiler, aldığımız ekmekten aldığımız vergiler, sütten aldığımız vergiler… Devlet bu vergileri topluyor ve nasıl dağıtılacağına karar veriyor.Bütçe dediğimiz bu.Bu bütçeye baktığımızda hükümetin kim olduğunu ve kimin için çalıştığını çok net görüyoruz.Bir servet transfer bütçesi yaptılar. Bizden topladığınızı alıp bir avuç zengine vermek için bir bütçe olarak çok açık bir şekilde ifade edebilir. Benden sonra bir sel bütçesi koyup önümüze koyarlar” .
Vatandaşın şartları bunlar mı?
Saraydan yapılan açıklamalara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kadıgil, “Vatandaşları enflasyonla ezmedik” dedi.
Şimdi çedar peyniri almaya çalışırsanız size 90 liraya mal olacak. Enflasyonla vatandaşa böyle mi ezdirmediler? Enflasyon oranlarına baktığımızda TÜİK gürültülü ve zaten kimse buna inanmıyor. Çok net bir enflasyon rakamı vermek istiyorum: Geçen yıl devlet bütçesi 1 trilyon 750 milyar liraydı. Devlet bütçesi bu yıl üç katına çıktı. Başkan yardımcısı geçen hafta bize, bütçeyi aşan enflasyona ulaşıldığında yüzde 55’lik bir net enflasyon oranıyla karşı karşıya olduğumuzu söyledi. Tablo çok net…
Biz bu halkı temsil etmeyeceksek, devlet bize neden para versin? Sağlık Bakanı’nın özel hastaneleri, Kültür ve Turizm Bakanı’nın otelleri, eski Milli Eğitim Bakanı’nın özel okulları varken o kadar saçma bir sistem kurdular ki. Sarayın atadığı kişilere baktığınızda kim olduklarını çok net görüyoruz” dedi.
“Mars’ın Başkanı”
AKP Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün katıldığı açılış töreninde yaptığı açıklamayla ilgili de açıklamalarda bulunan Kadıgil, “Türkiye’ye büyük bir ekonomi ile geldik” dedi. Bir günlüğüne çarşıya ya da çarşıya gitse bu yargıları söylemeye utanırdı.”
Kadıgil’i takip edin:
Büyüme var ama kimin için büyüyor? Bırakın insanlar bunu söyleme zahmetine de girsin. Bu ülkede kim yetişir? Bankacılık sektörü büyüyor, büyük holdingler büyüyor, büyük patronlar büyüyor. Pandemi döneminde yüzbinlerce kişi işsiz kalırken, büyük şirketlerin yüzde bin artan, yüzde 500 artan kârlarına bakıyorsunuz. Temsil ettiği şefler sınıfı büyüyor. Bu büyümeden benim payıma düşen hiçbir şey yok. Yaşlanmadan markete gittiğinde bir kilo domates almak için eli titreyen bir kadın için hiçbir şey. Bizim için hiçbir şey yok. Tam tersine ürettiğimiz, toplayıp zenginlere verdiklerimizle yetinmeyen bir hükümetle karşı karşıyayız.”
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın