Değerli okurlarım, çok değerli bilim insanı, gazeteci ve yazar Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, 21 Ekim 1999’da korkunç bir suikast sonucu öldü. O gün Türkiye’den bir yıldız düştü.
Ahmet Taner Kişili cinayeti toplumumuzda büyük tepkiyle karşılandı. Bu vahşet. Şahsen, cumhuriyetin değerlerine ve özelliklerine bir saldırıydı.
Mükemmeliyetçiliği sindirmek, korkutmak ve sindirmek için tasarlandı. Gerici ve ayrılıkçı aktivistler dört yerde masaj yaptırmak istediler.
Çünkü Ahmet Taner Kışlalı bu dört önemli yerde görev yapmıştır.
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir mesaj göndermek istediler. Ahmet Taner Kışlalı, 1977-1980 yılları arasında İzmir Milletvekili olduğu için Ecevit hükümeti döneminde Bakanlar Kurulu’nda Kültür Bakanı olarak görev yaptı.
2. Üniversiteler. Kilis’te yetişen Ahmet Taner Kışlalı değerli bir bilgin, profesör ve öğretim görevlisi olduğu için üniversitelere bir mesaj vermek istediler. Ayaklarınızı hizalamak için.
3. Kemalist düşüncenin çağrışımlarına. Kilis bilgini Ahmed Taner Kışlalı Atatürk’e inanıyor. Atatürk’ün Türkiye’yi modernize etme çizgisinde yürüyen Kemalist bir aydındı ve Kemalist Düşünce Derneği’nin başkan yardımcısıydı. Bu fikre sahip olanlara bir mesaj göndermek istediler. Hatta ayağınızı bile çekebilirsiniz.
4. Medyaya. Ahmet Taner Kışlalı, laik demokratik cumhuriyeti savunan, demokrasiyi ve insan haklarını savunan cesur bir gazeteci ve yazardı. Bu nedenle karanlık güçler medyayı zihinlerinde sindirmek istediler.
Kişalali’nin Türkiye’de katledilen laik aydınlar kervanına katılmasının yirmi birinci yıl dönümü.
Profesör Kells. Dr. Ahmet Taner Kışali gerçek bir aydındı. Türkiye hayranıydı. Dürüst bir politikacı, tükenmez bir yazar ve iyi bir öğretmendi.
Arkadaşlarını, Atatürk sevgisini ve sorumlu yetiştirdiği binlerce öğrencisini geride bıraktı. Profesörün bilim adamı. Dr. Öğrenci Ahmet Taner Kışlalı’nın Ankara İletişim Fakültesi’nin cenazesinde yaptığı konuşma beni çok etkiledi.
Vefatının yirmi üçüncü yıl dönümünde bu mektubu bir kez daha sevgili okurlarıma vermek istiyorum:
“Fikir sahibi olmanın en son ve en zor hakkı domuz… Yine denilecek ki, ‘Katiller bulunacak, kanın yerde kalmayacak.’ Önümüze birkaç diken atılacak. , Asıl kumanda kimde, Bulunur mu hocam, bize siyaset bilimi öğrettiniz. Bize ölçülülüğü öğrettiniz. Bize hep fikir verdiniz. Ne yazık ki bazıları dersini almamış efendim. bomba, onu susturacaklarını düşündüler ama seni nasıl öldürecekler bizim ömrümüzde usta!
Bildiğiniz gibi demokrasi bir çatışma ve uzlaşma sistemiydi. Öldür ve örtbas sistemi değildi.
Öğretmen. Demokrasi bize öğretti. Bize hoşgörüyü hatırlattınız. Ama üzgünüm, nasıl olacağını göreceğiz Usta.”
İletişim Fakültesi’ndeki öğrencisinin sözü hepimizi ağlattı…
Kişlali’yi bizden ayıran ölüm, yirmi üçüncü yılını tarih sayfalarına ekledi. Yirmi üç yıl sonra bu satırları yeniden yazdığımda hala gözlerim yaşarıyor. Gerici ve ayrılıkçı eylemleri destekleyen karanlık güçler karşısında nefretim ve kırgınlığım daha da arttı.
Hain katiller Kishlali’nin cesedini bombayla yok etti ama çağdaş kültür savunucusu, insan hakları savunucusu, solcu Kemalist düşünür, gerçek Atatürkçü Prof. Dr. Ahmet Taner Kışalalı’yı öldüremediler.
Türk milleti onu tanıyor ve seviyordu. Ama şimdi yetmişten yetmişe milyonlarca insan onu çok iyi tanıyor ve daha çok seviyor.
Ankara İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özellikle öğretim üyeleri ve öğrenciler Kışlalı adının unutulmaması için ellerinden geleni yaptılar. “Ahmed Taner Kishlali” ismi ders verdiği amfide hala yaşıyor. Kışalı Kelis’in ellerinde büyütülen bu değerli dünya unutulmamalıdır.
Diğer gönderilerimize göz at
[wpcin-random-posts]
İlk Yorumu Siz Yapın